Yurt İçi

Seydikemer'de Gezilecek Yerler

22 Temmuz 2025
İçerikler [göster]

Muğla'nın en genç ilçelerinden biri olan Seydikemer, doğası ve tarihî dokusuyla dikkat çeken özel bir bölgedir. Fethiye’ye komşu olan bu ilçe, hem Akdeniz ikliminin sıcaklığını hem de Toros Dağları'nın serinliğini bir arada barındırır. Seydikemer, büyükşehir kalabalığından uzak, sakin ve doğal bir yaşam arayanlar için biçilmiş kaftandır. Zengin tarım alanları, geleneksel köy yaşamı ve misafirperver insanlarıyla ön plana çıkar.

Seydikemer aynı zamanda tarih meraklıları için de keşfedilecek pek çok antik kent ve kalıntıya ev sahipliği yapar. Tlos Antik Kenti, Saklıkent Kanyonu ve Letoon gibi önemli yerleşimler bu bölgededir. Doğa yürüyüşleri, kanyon gezileri ve kültürel keşiflerle dolu bir seyahat rotası arayanlar için Seydikemer, sakinliği ve çeşitliliğiyle unutulmaz bir deneyim vadeder.

1. Tlos Antik Kenti

Tlos, Seydikemer’in en eski ve en etkileyici antik kentlerinden biridir. Likya Uygarlığı’na ait bu yerleşim, Toros Dağları’nın eteklerine kurulmuştur ve eşsiz manzarasıyla dikkat çeker. Antik kentte tiyatro, hamam, agora ve kaya mezarları gibi yapılar hâlâ ayaktadır. Tlos’un zirvesinde yer alan kaleye çıktığınızda hem antik dönemin izleri hem de Eşen Ovası'nın panoramik görüntüsü gözler önüne serilir.

Kazı çalışmaları hâlen devam eden bu alanda yapılan arkeolojik keşifler, bölgenin önemini her geçen yıl daha da artırmaktadır. Özellikle Likya tipi mezar mimarisi, Tlos’u diğer antik kentlerden ayırır. Ziyaretçiler tarihi yürüyüşlerin yanı sıra, çevredeki doğal güzelliklerle de karşılaşır. Tlos, tarihî zenginliğin doğayla iç içe geçtiği bir keşif noktasıdır. Sabah saatlerinde ziyaret etmek, hem sıcak havadan kaçmak hem de daha sessiz bir atmosferde gezinmek açısından idealdir.

2. Saklıkent Kanyonu

Saklıkent Kanyonu, Seydikemer’in doğal güzelliklerinin başında gelir. 18 kilometre uzunluğundaki bu kanyon, Türkiye’nin en derinlerinden biridir. Yaz aylarında bile suyu oldukça soğuktur ve ziyaretçiler serinlemek için ayaklarını suya sokarak yürümeyi tercih eder. Kanyonun içinde yürüyüş yaparken, dev kayalıklar arasından süzülen su ve doğanın sesi eşliğinde eşsiz bir deneyim yaşanır.

Ziyaretçilerin mutlaka uygun ayakkabılarla gelmeleri önerilir çünkü zemin oldukça kaygandır. Kanyon girişinde restoranlar, gözlemeciler ve yöresel ürünler satan stantlar bulunur. Ayrıca rafting ve su sporları için de uygun bölümler yer alır. Saklıkent, özellikle sıcak yaz günlerinde serin ve macera dolu bir kaçış arayanlar için ideal bir duraktır. Günün erken saatlerinde gitmek, kalabalıktan kaçınmak için akıllıca bir tercih olacaktır.

3. Letoon Antik Kenti

Letoon, Likya uygarlığının en kutsal alanlarından biri olarak bilinir. Leto, Artemis ve Apollon’a adanmış üç tapınağıyla dikkat çeker. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bu antik kent, tarihî ve arkeolojik değeri oldukça yüksek bir bölgedir. Ziyaretçiler, antik taş döşemeleri, tiyatro kalıntıları ve su içinde kalmış tapınak temelleriyle farklı bir atmosferde tarihle buluşur.

Letoon, dini törenlerin ve kehanet merkezlerinin bulunduğu özel bir alandı. Özellikle Apollon’a ait kehanet kültü burada oldukça yaygındı. Antik su kanallarının hâlâ görülebildiği bu bölgede, doğa ile tarih yan yana akar. Sessiz ve huzurlu bir yürüyüş yapmak isteyenler için Letoon oldukça uygun bir mekândır. Ziyaretçilerin tarihi detaylara ilgi duyması, bu alanın anlamını daha iyi kavramalarını sağlar.

4. Gizlikent Şelalesi

Gizlikent, Saklıkent’e oldukça yakın bir konumda yer alır ve bölgedeki en güzel şelalelerden birine ev sahipliği yapar. Şelaleye ulaşmak için kısa bir yürüyüş yapılır ve yol boyunca doğanın ritmini hissedersiniz. Yürüyüşün sonunda yaklaşık 10 metre yükseklikten dökülen serin ve berrak sularla karşılaşırsınız. Bu şelalenin etrafındaki kayalıklar ve ağaçlar, doğal bir gölgelik oluşturur.

Şelalenin altına girerek serinlemek ya da çevresinde piknik yapmak mümkündür. Alan, hem doğa severler hem de macera arayanlar için çekici bir alternatiftir. Ayakkabılar suya uygun olmalı, çünkü patika yollarda ıslanmak kaçınılmazdır. Sessizliği ve doğallığı ile ön plana çıkan Gizlikent, doğayla bütünleşmek isteyenlerin vazgeçilmez rotalarından biridir. Aileler, çiftler ve fotoğraf tutkunları için ideal bir durak olarak öne çıkar.

5. Yakapark Doğal Alanı

Yakapark, Saklıkent yolunda bulunan doğa ile iç içe bir dinlenme ve eğlenme alanıdır. Dere sularının aktığı, ağaçların gölgesinde kurulmuş ahşap masalarda serin bir mola vermek mümkündür. Balık havuzları, su kanalları ve geleneksel mimarisiyle hem doğal hem de yerel bir atmosfer olur. Yüzlerce yıllık ağaçların gölgesinde kurulmuş alanlarda çay içmek veya kahvaltı yapmak oldukça keyiflidir.

Yakapark’a gelen ziyaretçiler genellikle su içinde yer alan oturma alanlarını deneyimler. Soğuk suyun verdiği serinlik ve kuş sesleriyle oluşan ortam, stresli şehir yaşantısından uzaklaşmak için idealdir. Gözleme, taze alabalık ve yerel mezeler gibi lezzetler bölgede oldukça popülerdir. Hem çocuklu aileler hem de doğa kaçamağı yapmak isteyenler için Yakapark, rahatlatıcı bir kaçış noktasıdır.

6. Pinara Antik Kenti

Pinara, Seydikemer’in en büyüleyici antik kentlerinden biridir. Likya Birliği'ne bağlı bu yerleşim, dağların eteklerine kurulmuş ve doğayla iç içe bir atmosferdedir. Antik tiyatrosu, agora kalıntıları ve yüzlerce mezar oyuğuyla çevrelenmiş dev kayalık, kente görsel olarak eşsiz bir karakter kazandırır. Yollar zamanla doğaya karıştığı için ziyaret sırasında yürüyüş ayakkabısı tercih edilmelidir.

Kalabalıktan uzak, sessiz bir antik kent arayanlar için Pinara idealdir. Turist gruplarından uzak olan bu alan, doğa ve tarihin bütünleştiği ender yerlerden biridir. Kuş sesleri eşliğinde geçmişe yürüyüş yapmak ve özgün mimari kalıntılarla karşılaşmak mümkündür. Tarih boyunca hem kült merkezi hem de mezar alanı olarak kullanılmış olan bu kent, Likya'nın gizemli yönlerini keşfetmek isteyenler için değerli bir duraktır.

7. Eşen Çayı

Eşen Çayı, Seydikemer’den başlayarak Akdeniz’e kadar uzanan önemli bir doğal su yoludur. Çay boyunca zeytinlikler, portakal bahçeleri ve tarım alanları bulunur. Yaz aylarında serinlemek isteyen yerel halk ve ziyaretçiler bu çayın kenarını tercih eder. Bazı bölümleri kano veya rafting gibi doğa aktiviteleri için de kullanılmaktadır.

Sakin akışı ve doğal güzellikleriyle bilinen Eşen Çayı, doğa yürüyüşçüleri için de oldukça çekici bir rotadır. Kenarındaki patikalarda yürüyüş yapmak ya da dereye ayak sokup dinlenmek mümkündür. Özellikle sabah saatlerinde kuş gözlemi yapanlar için çeşitli kuş türleriyle karşılaşma şansı vardır. Seydikemer’de doğayla iç içe, sessiz ve temiz bir alan arayanlar için Eşen Çayı, gün boyu keyifli vakit geçirme imkânı sağlar.

8. Sidyma Antik Kenti

Sidyma, Seydikemer’in batı kesiminde yer alan daha az bilinen fakat oldukça etkileyici bir antik kenttir. Tarih boyunca Roma ve Bizans etkisi altında kalan kentte, görkemli lahit mezarlar ve taş kemerli yapılar dikkat çeker. Kalıntılar köy içinde yayılmış durumdadır, bu da bölgeyi gezerken tarihle günümüzün iç içe geçmiş hissini verir.

Köy halkı tarafından korunan ve kimi zaman tarlaların ortasında bulunan bu antik kalıntılar, büyük bir açık hava müzesi izlenimi verir. Özellikle antik mezar taşları ve kabartmalar oldukça iyi korunmuştur. Sessizliğiyle öne çıkan bu alan, turist yoğunluğundan uzak durmak isteyenler için cazip bir alternatiftir. Kültürel keşif yapmak isteyenler için Sidyma, keşfedilmeyi bekleyen değerli bir tarihi mirastır.

9. Karadere Plajı

Karadere Plajı, Seydikemer’in Akdeniz’e açılan kapısı niteliğindedir. Doğal yapısı bozulmamış, sakin ve geniş bir kumsala sahiptir. Turizm açısından fazla keşfedilmemiş olması, bu plajı özellikle sessizlik ve doğallık arayanlar için cazip hâle getirir. Plaj, ince kum yapısı ve uzun kıyı şeridi ile yürüyüş, deniz keyfi ve kamp aktiviteleri için uygundur. Denizi genellikle temiz ve dalgasızdır, bu da çocuklu aileler için güvenli bir ortam sağlar.

Çevresinde az sayıda işletme bulunur, bu da plajın doğallığını korumasına olanak tanır. Güneşin doğuşu ve batışı burada adeta bir görsel şölene dönüşür. Özellikle sabah saatlerinde denize girmek, serin ve dingin bir atmosferde gün başlatmak isteyenler için idealdir. Kalabalık tatil yerlerinden uzak, sade ve doğal bir deniz keyfi yaşamak isteyenler için Karadere Plajı Seydikemer’in göz ardı edilmemesi gereken noktalarından biridir.

10. Karanlıkiçi Kanyonu

Karanlık İçi Kanyonu, Seydikemer’in keşfedilmemiş doğal güzelliklerinden biridir. Adını kanyonun içindeki dar geçitlerden ve azalan gün ışığından alır. Yüksek kayalıklar arasında gizlenen bu doğal oluşum, macera ve doğa tutkunları için etkileyici bir keşif alanı oluşturur. Su seviyesinin düşük olduğu dönemlerde kanyon içinde yürüyüş yapılabilir, küçük şelaleler ve doğal havuzlarla karşılaşılır.

Kanyonun girişi biraz gizlidir; bu da burayı daha sakin ve özel bir hâle getirir. Patika yollar ve kayalık geçişler dikkatli hareket etmeyi gerektirir. Rehberli doğa yürüyüşü yapan gruplar için ideal bir rota olan bu kanyon, aynı zamanda endemik bitki örtüsü ve kuş türleriyle doğal yaşamı gözlemleme fırsatı sağlar. Fotoğrafçılar, özellikle gölge ve ışık oyunlarının oluşturduğu doğal desenlerle harika kareler yakalayabilir. Doğayla baş başa kalmak isteyenler için eşsiz bir kaçış noktasıdır.

Kategoriler: Yurt İçi