Akdeniz’in en uç noktalarından birinde, Antalya’nın güneybatısında yer alan Kaş, hem doğasıyla hem de sakin atmosferiyle Ege ve Akdeniz’in birleşim noktasında bir cennet gibidir. Denizi masmavi, dağları yemyeşil, sokakları ise begonvillerle bezeli olan bu şirin ilçe, büyük otellerden çok, sıcak ve samimi işletmeleriyle öne çıkar. Kaş’a adım attığınız anda zamanın yavaşladığını, yaşamın sadeleştiğini hissedersiniz. Arnavut kaldırımlı sokakları, taş evleri ve sessiz koylarıyla ziyaretçilerine gerçek bir huzur vermektedir.
Kaş, doğa sporları açısından da oldukça zengin bir bölgedir. Dalış, yamaç paraşütü, trekking ve deniz kanosu gibi birçok aktiviteyi bir arada bulunur. Aynı zamanda antik kentleri ve Likya Yolu üzerindeki konumuyla tarih severler için de önemli bir duraktır. Sakinliği, berrak denizi ve mistik havasıyla her yıl daha fazla insanın kalbini fetheden Kaş, sizi de büyülemeye hazır. Gelin beraber keşfedelim; işte karşınızda Kaş’ta mutlaka görülmesi gereken yerler!
1. Kaputaş Plajı
Kaputaş Plajı, Kaş ile Kalkan arasında, sarp bir vadinin denizle buluştuğu noktada yer alan, Türkiye’nin en meşhur plajlarından biridir. Turkuaz rengi denizi, altın sarısı kumsalı ve kayalıklarla çevrili manzarasıyla tam bir doğa harikasıdır. Plaj oldukça küçük bir alana yayılmış olsa da etkileyici güzelliği sayesinde her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlar. 200’e yakın basamaktan oluşan merdivenle ulaşılır.
Denizi ilk adımda derinleştiği için çocuklar için dikkatli olunması gerekir, ancak yüzme bilenler için eşsiz bir deneyim yaşatmaktadır. Kaputaş Plajı’nda herhangi bir konaklama tesisi yoktur, ancak duş, tuvalet ve şemsiye gibi temel ihtiyaçlar sağlanır. Gün batımında manzarasıyla büyüleyen bu plaj, Kaş’ı ziyaret eden herkesin görmesi gereken bir duraktır.
2. Patara Antik Kenti ve Plajı
Patara, hem Türkiye’nin en uzun plajlarından birine hem de etkileyici bir antik kente ev sahipliği yapar. Antik Likya uygarlığının önemli liman kentlerinden biri olan Patara, günümüzde de tarih ve doğa tutkunlarının gözdesidir. Tiyatro, meclis binası, tapınaklar ve anıtsal tak gibi birçok kalıntı hâlâ ayaktadır. Özellikle 2020 yılında "Patara Yılı" ilan edilmesiyle birlikte yeniden hak ettiği ilgiyi görmüştür.
Antik kentin hemen yanında yer alan Patara Plajı, 18 kilometrelik uzunluğuyla göz kamaştırır. Kum zambaklarıyla ünlü plaj, caretta carettaların da üreme alanıdır. Bu nedenle koruma altındadır ve bazı bölümlerinde gece giriş yasaktır. Hem tarihle iç içe olmak hem de eşsiz bir deniz deneyimi yaşamak isteyenler için Patara mükemmel bir tercih olacaktır.
3. Kaş (Antiphellos) Antik Tiyatrosu
Kaş Antik Tiyatrosu, ilçe merkezine yürüme mesafesindedir ve Kaş’ın en çok ziyaret edilen tarihi yapılarından biridir. Helenistik döneme ait olan bu tiyatro, 4000 kişilik kapasitesiyle oldukça etkileyici bir mimariye sahiptir. Deniz manzarasına karşı kurulmuş olması, burayı sadece tarihî değil, aynı zamanda görsel olarak da büyüleyici bir konuma taşır.
Tiyatro, günümüzde çeşitli kültürel etkinliklere de ev sahipliği yapmaktadır. Özellikle gün batımı saatlerinde tiyatrodan Kaş Limanı ve Meis Adası’nı izlemek, bu bölgeyi unutulmaz kılar. Hem tarih hem de huzur arayanlar için merkezden uzaklaşmadan görülebilecek harika bir noktadır.
4. Limanağzı Plajı
Limanağzı, Kaş merkezden sadece tekneyle ulaşılabilen, sessiz ve bakir kalmış bir koydur. Bu özelliği sayesinde gürültüden ve kalabalıktan uzak, doğayla iç içe bir yüzme deneyimi yaşatır. Koyda birkaç butik plaj işletmesi bulunur ve bu mekanlar genellikle kendi tekneleriyle misafirlerini Kaş merkezden alır. Yumuşak kumlu plajı ve sığ denizi ile oldukça keyifli bir ortam sunar.
Şnorkelle yüzme için ideal olan bu koyda sualtı hayatı oldukça zengindir. Ayrıca yürüyüş rotaları üzerinden doğa yürüyüşü yaparak da ulaşılabilir. Günübirlik bir kaçamak için oldukça idealdir. Kaş’ta kalırken mutlaka bir gününüzü Limanağzı’na ayırmalısınız.
5. Saklıkent Kanyonu
Saklıkent Kanyonu, Kaş’a yaklaşık bir saatlik mesafede yer alır ve Türkiye’nin en uzun kanyonlarından biridir. Yazın serinlemek isteyenlerin ilk tercihlerinden biri olan bu doğa harikası, buz gibi sularıyla meşhurdur. Girişteki yürüyüş platformunu geçtikten sonra kanyon boyunca suyun içinde yürümek mümkündür. Kaygan zemin ve akıntıya dikkat edilmesi gerekir.
Kanyon çevresinde restoranlar ve gözleme evleri de bulunur. Ayrıca rafting ve zipline gibi aktiviteler de yapılabilmektedir. Sıcak yaz günlerinde doğa içinde serinlemek isteyenlerin mutlaka rotasına eklemesi gereken bir noktadır.
6. Xanthos Antik Kenti
Xanthos, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan önemli bir antik kenttir. Likya Birliği’nin başkenti olan bu şehir, hem mimarisi hem de tarihî olaylarıyla dikkat çeker. Özellikle Amazonlar ve Perslerle olan savaşlar sonucu halkının topluca intihar ettiği hikâyesiyle bilinir. Tiyatro, agora, lahitler ve yazıtlı stel gibi birçok kalıntı günümüze ulaşmıştır.
Xanthos, Kaş’a yaklaşık 40 kilometre uzaklıktadır ve Fethiye-Kalkan yolu üzerinde yer alır. Tarihe ilgi duyanların kaçırmaması gereken bir duraktır. Bölge oldukça sakin olduğu için sessizlik içinde tarihî kalıntılar arasında dolaşmak mümkündür.
7. Hidayet Koyu
Hidayet Koyu, Kaş merkezine oldukça yakın bir konumda bulunan, taşlık yapısıyla berrak ve tertemiz suya sahip özel koylardan biridir. Çevresi kayalık ve çakıllı olduğu için su altı görüşü oldukça nettir; bu yüzden şnorkelle yüzme yapmak isteyenler için idealdir. Koyda özel bir plaj işletmesi bulunur ve gün boyu şezlong, duş, restoran hizmeti sunar.
Sessiz, dalgasız ve masmavi bu koyda zamanın nasıl geçtiğini anlamazsınız. Küçük çocuklar için uygun olmayabilir, ancak iyi yüzme bilenler için keyifli bir deneyim yaşatmaktadır. Özellikle sabah saatlerinde ziyaret edilirse daha sakin bir ortam yakalanabilir.
8. Aperlai Antik Kenti
Aperlai, Likya’nın küçük liman kentlerinden biri olup, Kaş ile Kekova arasındaki Sıcak Yarımadası’nda yer alır. İsmi Luwi dilinde “akarsu boğazı” anlamına gelir ve tarihi M.Ö. 4. veya 5. yüzyıla kadar uzanır. Likya Birliği’ne üye olan kent, kendi birlik sikkelerini de basmıştır. Ulaşım açısından, Kaş veya Üçağız’dan deniz yoluyla Sıcak İskelesi’ne gitmek en kolay yoldur.
Arkeolojik kalıntıların büyük bölümü Roma Dönemi’nden kalmadır, ancak en eski yapılar Helenistik Dönem’e aittir. Kentte surlar, üç kemer, kilise kalıntısı ve çok sayıda lahit bulunur. Deniz içindeki rıhtım ve mezar kalıntıları, Aperlai’nin tarihini gözler önüne serer. Burada doğayla tarihin huzurlu buluşmasına tanıklık edebilirsiniz.
9. Kaş-Kekova Özel Çevre Koruma Bölgesi
Kaş-Kekova Özel Çevre Koruma Bölgesi, Antalya sınırları içinde yer alır ve 1990 yılında koruma altına alınmıştır. Bölgenin en büyük adası Kekova, kıyıya paralel uzanan doğal bir boğaz oluşturur. Toplamda 257,83 km² alana sahip olan bu bölge, zengin biyolojik çeşitliliği ile dikkat çeker. Yaklaşık 187 bitki cinsi ve 272 türü barındırırken, 26 bitki türü sadece burada bulunur. Ayrıca bölgede 20 memeli, 96 kuş, 16 sürüngen ve 4 amfibi türü yaşamaktadır. Yabani Havuç ve Onopordum rhodense gibi türler Türkiye’de ilk kez bu alanda keşfedilmiştir.
Kaş-Kekova bölgesi, doğal güzelliklerinin yanı sıra zengin tarihi kalıntılarıyla da arkeoloji turizmi için önemli bir merkezdir. Likya Uygarlığı ve Roma İmparatorluğu etkisinde kalan bu alanda, Üçağız (Teimiussa) ve Kale (Simena) gibi halen yerleşimlerin olduğu köyler bulunmaktadır. Bölge, Likya yazılı kitabeler, su altındaki Likya lahitleri, mendirekler, kaya mezarları ve kayaya oyulmuş tiyatrolar gibi birçok tarihi eseri barındırır. Ayrıca, Kekova’da batık kentler ve antik tekne yapım yerleri de ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir.
10. Kaş Kral Mezarı
Kaş Kral Mezarı, Kaş’ın en dikkat çekici tarihi yapılarından biridir. Antik Likya dönemine ait olan bu mezar, bölgenin zengin tarihini yansıtan etkileyici bir örnektir. Genellikle kayalara oyularak yapılan Likya mezarlarının en görkemlilerinden olan Kral Mezarı, mimarisi ve konumu ile ziyaretçilerin ilgisini çeker.
Kaş çevresinde yer alan bu tür mezarlar, hem tarihi hem de doğal güzelliklerle iç içe bir atmosferdir. Kral Mezarı, Likya uygarlığının sosyal ve kültürel yapısını anlamak için önemli bir arkeolojik değere sahiptir.
