Gülağaç, Aksaray'ın saklı kalmış incilerinden biri olan şirin bir ilçesidir. İç Anadolu'nun geniş bozkırlarının ortasında, tarih ve doğanın buluştuğu bu huzur dolu topraklar, keşfedilmeyi bekleyen birçok güzelliği barındırır. İlçe, adını bölgede yetişen gül ağaçlarından alır ve sakin atmosferiyle büyük şehirlerin karmaşasından uzaklaşmak isteyenler için ideal bir kaçış noktası olur. Gülağaç, zengin bir kültürel mirasa ve misafirperver insanlara ev sahipliği yapar, her köşesi sıcak bir karşılama ve samimiyet vaat eder.
Gülağaç'ın en önemli hazinesi, hiç şüphesiz dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri olan Aşıklı Höyük'tür. Tarihe meraklı ziyaretçiler, bu arkeolojik alanda 10.000 yıl öncesine uzanan bir yolculuğa çıkabilir. Bunun yanı sıra, Ihlara Vadisi'nin uzantıları ve melendiz dağının eteklerindeki doğal güzellikler, trekking ve fotoğrafçılık tutkunlarına eşsiz manzaralar olur. Geleneksel köy yaşantısını deneyimlemek ve yöresel lezzetleri tatmak isteyenler için Gülağaç, unutulmaz bir Anadolu deneyimi vaat ediyor.
1. Acıgöl
Aksaray-Nevşehir sınırında, volkanik bir patlamanın ardından oluşmuş Acıgöl, bölgenin doğal harikalarından biridir. “Narlıgöl” ismiyle de anılan bu krater gölü, yüksek mineral içeriğine sahip suları ile dikkat çeker. Çevresindeki etkileyici manzara, fotoğraf tutkunları için sayısız fırsat yaratır. Göl, özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında, göçmen kuş sürüleri için önemli bir konaklama noktasına dönüşür. Bu haliyle doğaseverlere ve kuş gözlemcilerine unutulmaz anlar yaşatır.
Gölün karakteristiği, suyunun alkali ve tuzlu yapısından gelir. Bu durum, çevresinde kendine has bir bitki örtüsünün gelişmesine zemin hazırlamıştır. Ziyaretçiler, gölün çevresinde yapacakları kısa yürüyüşlerde hem bu doğal yaşamı gözlemleyebilir hem de gün batımının muhteşem manzarasının keyfini çıkarabilir. Acıgöl, Kapadokya’nın kalabalık turistik rotalarından uzakta, huzur arayanlar için ideal bir duraktır.
2. Aziz Mercurius Yeraltı Şehri
Gülağaç’ın Saratlı beldesinde keşfedilen Aziz Mercurius Yeraltı Şehri, bölge tarihine ışık tutan önemli bir yapıdır. Bu yeraltı kompleksi, savunma amaçlı inşa edilmiş karmaşık bir tünel ve oda ağına sahiptir. Diğerlerinden farklı olarak içerisinde bir şapel bulundurması, buranın sadece sığınak değil, aynı zamanda dini bir merkez olduğunu gösterir. Ziyaretçiler, dar koridorları ve sürgü taşları ile geçmişe heyecan verici bir yolculuğa çıkar.
Mekan, erken Hristiyanlık döneminde inziva ve ibadet için kullanılmıştır. Kat kat inşa edilmiş yapı, o dönemdeki yaşamın zorluklarını ve insanların hayatta kalma içgüdüsünü yansıtır. Her bir odası, farklı bir işlev için tasarlanmıştır. Bu gizemli atmosfer, tarih meraklılarını cezbetmektedir. Kapadokya’nın bilinen yeraltı şehirlerine alternatif arayanlar için keşfedilmemiş bir değerdir.
3. Musular Höyük
Aksaray’da, Melendiz Nehri’nin kıyısında yer alan Musular Höyük, Neolitik Çağ’ın önemli yerleşim merkezlerinden biridir. Aşıklı Höyük’le yakın ilişki içinde olan bu yerleşim, insanlığın avcı-toplayıcılıktan yerleşik düzene geçiş sürecine dair çok değerli bulgular barındırır. Arkeolojik kazılar, buradaki yaşamın organize ve ortaklaşa bir düzende olduğunu işaret eder.
Yapılan araştırmalar, höyüğün sadece bir konut alanı olmadığını, aynı zamanda özel ritüeller ve toplu işler için kullanıldığını ortaya koymuştur. Bulunan kemik aletler ve özel yapılar, o dönemin sosyal ve sembolik dünyasına dair ipuçları verir. Musular Höyük, Anadolu’nun en eski köy yaşantısını anlamak isteyenler için vazgeçilmez bir duraktır ve geçmişe açılan eşsiz bir pencere olma özelliği taşır.