Konya’nın batısında yer alan Beyşehir, doğal güzellikleri, tarihi mirası ve kültürel zenginliğiyle dikkat çeken eşsiz bir ilçedir. Türkiye’nin en büyük tatlı su göllerinden biri olan Beyşehir Gölü’ne ev sahipliği yapan ilçe, aynı zamanda çevresindeki dağlar, yaylalar ve milli parklarla doğa severler için bir cazibe merkezidir. Tarihi Selçuklu eserleri, Osmanlı dönemi yapıları ve geleneksel mimarisiyle Beyşehir, geçmişten günümüze uzanan köklü bir miras olur.
Beyşehir, sadece doğal güzellikleriyle değil; aynı zamanda sosyal ve kültürel dokusuyla da ziyaretçilerini etkiler. Eşrefoğlu Camii gibi mimari şaheserler, ilçenin tarihî kimliğini yansıtırken, göl çevresinde yapılan tekne turları, yürüyüşler ve kamp etkinlikleri de doğayla iç içe vakit geçirmek isteyenler için ideal ortamlar olur. Beyşehir, huzur ve keşif arayan gezginler için unutulmaz bir rota olmaya adaydır.
1. Beyşehir Gölü
Beyşehir Gölü, Türkiye’nin en büyük tatlı su göllerinden biridir ve benzersiz manzarasıyla ilgi çeker. Göl kıyısında yürüyüş yolları ve dinlenme alanları bulunur, güneşin suya yansıması doğa fotoğrafçıları için eşsiz fırsatlar sağlar. Göladında doğal yaşam oldukça zengindir; su kuşları, ördekler ve nadir bulunan balık türleri su ekosistemini oluşturmaktadır. Ziyaretçiler için su içinde kano, yüzme gibi aktiviteler etkinlik seçeneği olarak öne çıkar.
Gölün çevresindeki kasaba ve köylerde geleneksel el sanatları ve yöresel mutfağa dair izler göze çarpar. Özellikle balık restoranları taze göl ürünlerini özgün tariflerle sağlar. Gündoğumu veya günbatımı sırasında göl kenarında yapılacak kısa bir yürüyüş, ruhsal açıdan da canlandırıcı etkiler taşır. Yaz mevsiminde düzenlenen kültürel etkinlikler ve müzik festivalleri, göl kenarına ayrı bir hareket katar.
2. Eşrefoğlu Camii
Eşrefoğlu Camii, Anadolu Selçuklu döneminden kalan nadide yapılardan biridir. İçinde yer alan ahşap mihrap ve kirişlerin işçiliği dönemin ustalığını yansıtır. Selçuklu mimarisinin canlı ve tarihi bir örneği olarak dikkat çeker. Caminin kubbesi, iç mekândaki ışık oyunlarıyla hem estetik hem de manevi bir atmosfer sağlar.
Ayrıca camii, 13. yüzyılda inşa edilmiş olup eser üzerinde bugüne dek yapılan restorasyonlar özenle korunmuştur. Ziyaretçiler, camii avlusunda biraz dinlenip etrafı keşfederken yöre tarihe bir yolculuk yaşar. Bahar aylarında çevrede açan çiçekler ve camii cemaatiyle birlikte oluşan görsel mozaiği izlemek keyifli bir deneyimdir.
3. Kubadabad Sarayı
Kubadabad Sarayı, Beyşehir Gölü’nün kıyısında yer alan Selçuklu dönemi saray kompleksidir. Sarayın kalıntıları üzerinde yapılan arkeolojik kazılar, taş duvarlar, kapılar ve yer mozaikleri üzerinde biçimlerini korumuş görseller olur. Karmaşık süslemeleri ve mozaik zeminleriyle saray, tarihi atmosferini korur.
Günümüzde ziyaretçiler, antik kalıntılar arasında yürüyerek sarayın planını, oda düzenini ve korunan motifleri gözlemleyebilir. Saray çevresindeki bilgilendirme panoları sayesinde dönemin yaşam biçimi ve saray yaşamına dair ipuçları öğrenmek mümkündür. Ayrıca göl manzarasına açılan alanlar, yapı ile doğa arasında görsel bir uyum oluşturur.
4. Beyşehir Taş Köprü
Beyşehir Taş Köprü, Selçuklu döneminde inşa edilen taş kemer yapısıyla yerel mimarinin önemli temsilcilerindendir. Köprü, göl kıyısındaki su kanallarını geçmektedir ve yapım tekniğiyle dikkati çeker. Kemerlerin dengesiyle uzun yıllar boyunca dayanıklılık göstermiştir.
Köprü çevresinde öğle saatlerinde güneş ışığının taş yüzeylere yansıması hoş bir görüntü yaratır. Köprü etrafındaki doğal alanlarda piknik yapmak mümkündür. Tarihi yapı, yerel halkın günlük hayatında halen yoğun olarak kullanılan bir geçit noktasıdır ve eski hikâyeleriyle beraber kültürel hafızada özel bir yere sahiptir.
5. Atlıkarınca Kabartması
Atlıkarınca Kabartması, Beyşehir’deki Eflatunpınar Hitit Anıtı'nın yakınında yer alan ve Hitit dönemine ait olduğu düşünülen bir kaya kabartmasıdır. Taşa işlenmiş figürler arasında atlı bir savaşçı, hayvan motifleri ve geometrik desenler dikkat çeker. Antik dönemde dini ya da tören amaçlı yapıldığına dair çeşitli yorumlar bulunmaktadır. Kabartma, hem sanat tarihi hem de arkeoloji meraklıları için kıymetli bir duraktır.
Ziyaretçiler kabartmayı inceleyerek Hititlerin sembollerle anlatım tarzını gözlemleyebilir. Etrafı doğal taşlık alanla çevrili olduğu için, yerleşimin geçmişteki önemine dair ipuçları taşır. Bölgedeki kaya dokusu ve kabartma sanatı, bu topraklarda binlerce yıl öncesine dayanan yaşam izlerinin halen izlenebilir olduğunu gösterir. Tarihî bir yapının doğayla bütünleştiği bu alan, kısa bir mola için uygun bir noktadır.
6. Beyşehir Karaburun Plajı
Karaburun Plajı, Beyşehir Gölü’nün turkuaz kıyısında bulunan uzun sahil şeridine sahiptir. Suların berraklığı ve geniş kumsalı, göl kenarında dinlenmek isteyenler için uygun bir ortam yaratır. Kumsalda yürüyüş yapmak veya göl kenarında kitap okumak olasıdır.
Plaj çevresi yaz aylarında canlanır; güneşlenmek, yüzmek ve göl manzarasında göl içinde piknik masaları eşliğinde vakit geçirmek mümkün. Ayrıca plaj kenarında kurulmuş çardaklar veya göl kenarı oturma alanları keyifli vakit geçirmeye olanak tanır.
7. Beyşehir Gölü Milli Parkı
Beyşehir Gölü Milli Parkı, doğal çevreyi korumak üzere düzenlenmiş geniş bir alandır. Bitki çeşitliliği, kuş türleri ve ekolojik zenginlik açısından önemli bir alan oluşturur. Parkta yürüyüş parkurları, gözetleme kuleleri ve tanıtıcı tabelalar mevcuttur.
Doğa gözlemcileri için ideal olan parkta su kuşlarını izlemek, doğal bitki örtüsüne yakınlaşıp fotoğraf çekmek mümkündür. Ayrıca küçük çocuklu aileler için düzenlenmiş alanlar, göl manzarası eşliğinde açık hava etkinliklerine elverişlidir. Sessiz ve sakin ortam, şehirden uzaklaşıp doğayla baş başa kalmak isteyenler için tercih edilir.
8. Anamas Dağları
Anamas Dağları, ilçeye yakın konumda yükselen dağ silsilesidir ve yürüyüş, dağcılık ile kamp aktiviteleri için uygundur. Zilkale ve Anadolu’nun bitki çeşitliliğine sahip bu alan, doğal olarak zengin ekosisteme sahiptir. Yüksek rakımlı bölgelerde temiz hava ve geniş panoramik manzara imkânı bulunur.
Ziyaretçiler dağ patikalarında yürüyerek yaban hayatını, endemik bitkileri ve vadileri keşfedebilir. Kamp yapmayı sevenler için belirli kamp alanları düzenlenmiş olup doğayla iç içe geceleme fırsatı olur. Gün doğumu veya gün batımı sırasında dağ siluetinde izlemek ayrı bir dinginlik kazandırır.