Batman'ın tarih ve doğa ile iç içe geçmiş ilçelerinden Beşiri, sakin atmosferi ve etkileyici manzaralarıyla ziyaretçilerini bekleyen gizli bir mücevher gibidir. İlçe, verimli ovaları, etkrafı saran dağları ve Dicle Nehri'nin can suyu olduğu bereketli topraklarıyla dikkat çeker. Tarihi, antik dönemlere kadar uzanan Beşiri, birçok medeniyetin izlerini taşıyan zengin bir kültürel mirasa ev sahipliği yapar. Bu özellikleriyle sadece bir geçiş noktası değil, keşfedilmeyi hak eden durağan bir durak olmayı başarır.
Beşiri, doğal güzelliklerinin yanı sıra, yöreye özgü lezzetleri ve sıcakkanlı insanlarıyla da misafirlerine unutulmaz bir deneyim vaat eder. İlçe, geleneksel yaşamın modern hayatla uyum içinde devam ettiği, huzur dolu bir atmosfere sahiptir. Tarihi yapılar ve doğa yürüyüşü için ideal rotalar, ziyaretçilere hem ruhu dinlendirme hem de yeni keşifler yapma imkanı verir. Beşiri, Batman'ın kalbinde, tüm sakinliği ve samimiyetiyle ziyaretçilerini ağırlamak için hazırdır.
1. Mor Kiryakus Manastırı
Beşiri ilçesinde sarp bir kayalığın üzerine kurulu olan Mor Kiryakus Manastırı, erken Hristiyanlık döneminin etkileyici bir dini yapısıdır. MS 4. yüzyıla tarihlenen bu kadim manastır, Süryani mimarisinin özgün taş işçiliği ve benzersiz yapı tekniği ile dikkat çeker. Zamanın yıpratıcı etkilerine rağmen ayakta kalmayı başaran yapı, gizemli koridorları, şapelleri ve sarnıçlarıyla ziyaretçilerini tarihin derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkarır. Manastırın sessiz avlusunda dolaşırken, bin yedi yüz yıllık inanç ve ibadet atmosferini hissetmemek mümkün değildir.
Manastıra ulaşım için kat edilen patika yol ve ardından çıkılan merdivenler, ziyaretçilere hem fiziksel bir aktivite hem de manzaranın keyfini çıkarma fırsatı verir. Tepeden izlenen muhteşem Beşiri manzarası, buraya özgü bir deneyim yaşatır. Terk edilmişliğin hüzünlü atmosferi ile tarihi dokunun büyüleyiciliği burada iç içe geçmiştir. Mor Kiryakus, sadece dini bir yapı değil, aynı zamanda bölgenin çok kültürlü geçmişine tanıklık eden sessiz bir anıt gibidir.
2. Malabadi Köprüsü
Dicle Nehri'nin üzerinde, Silvan ve Batman arasında yer alan Malabadi Köprüsü, Selçuklu mimarisinin ulaştığı estetik ve teknik mükemmelliğin en çarpıcı örneklerinden biridir. 1147 yılında Artuklular döneminde inşa edilen bu taş köprü, dünyanın en geniş kemer açıklığına sahip taş köprüsü olarak kayıtlara geçmiştir. İki ana kemerinin yanı sıra üzerindeki barınak odaları ve süslemeleri, onu sıradan bir ulaşım yapısı olmaktan çıkarıp bir sanat eseri statüsüne yükseltir.
Köprünün en dikkat çekici özelliklerinden biri de, kemerlerindeki taş işçiliğinin inceliği ve yapının mühendislik dehasıdır. Yüzyıllar boyunca doğal afetlere ve savaşlara direnerek ayakta kalmayı başarmış olması, onun ne kadar sağlam inşa edildiğinin en büyük kanıtıdır. Gün batımında, köprünün Dicle'nin sularına yansıyan silueti seyredilmeye değer bir manzara oluşturur. Malabadi, sadece bir geçiş noktası değil, aynı zamanda tarihe ve mimariye ilgi duyan herkesi büyüleyen bir çekim merkezidir.
3. Hallan Çemi Höyüğü
Batman'ın Kozluk ilçesinde bulunan Hallan Çemi, Yakındoğu arkeolojisinin en önemli ve en eski yerleşimlerinden biridir. MÖ 10.000'lere, yani Neolitik Çağ'ın en erken evrelerine tarihlenen bu höyük, insanlığın avcı-toplayıcılıktan yerleşik hayata geçiş sürecine ışık tutan buluntulara ev sahipliği yapar. Kazılarda ortaya çıkarılan yuvarlak planlı kulübeler, taş aletler ve ilk evcilleştirilmiş hayvan kalıntıları, buradaki yaşamın karmaşık sosyal yapısını gözler önüne serer.
Hallan Çemi, tarım öncesi toplulukların beklentilerinin aksine oldukça gelişmiş bir yerleşim düzenine sahip olduğunu kanıtlamıştır. Buradaki buluntular, besin üretimine geçişten önce de insan topluluklarının karmaşık bir sosyal organizasyon kurabileceğine dair önemli ipuçları verir. Höyük, insanlık tarihinin bu kritik dönüm noktasını anlamak isteyenler için adeta bir zaman kapsülü görevi görür. Her bir katman, atalarımızın yaşam mücadelesine ve uyum sağlama becerisine dair yeni bilgiler öğrenme fırsatı verir.
4. Batman Peri Bacaları
Batman'ın Sason ilçesinde, doğanın binlerce yıllık sabrının eseri olan Peri Bacaları, bölgenin saklı kalmış bir doğa harikasıdır. Volkanik tüf ve bazalt kayaların, rüzgar ve yağmur sularının aşındırmasıyla oluşan bu jeolojik oluşumlar, Kapadokya'yı andıran bir manzara ortaya çıkarır. Sarp vadileri, gizemli mağara oluşumları ve gökyüzüne doğru yüksilen sivri kayalıklarıyla bu bölge, fotoğraf tutkunları ve doğa yürüyüşçüleri için keşfedilmemiş bir cennettir.
Bölge, henüz turizm açısından tam anlamıyla keşfedilmemiş olması nedeniyle, ziyaretçilerine ıssızlığın ve doğal sessizliğin keyfini çıkarma imkanı verir. Peri bacalarının arasında yapılacak bir yürüyüş, insana zamanın ve doğanın gücünü düşündürten etkileyici bir deneyim yaşatır. Gün batımında, güneşin ışıklarının kayalara vurmasıyla oluşan kızıl ve altın tonlarındaki manzara, unutulmaz bir görsel şölen oluşturur. Batman Peri Bacaları, sıra dışı bir manzara arayan maceraperestler için ideal bir duraktır.
5. Seyithan Höyüğü
Batman merkeze bağlı Oymataş köyünde yer alan Seyithan Höyüğü, bölgenin en önemli arkeolojik alanlarından biridir. Höyük, Kalkolitik Çağ'dan Demir Çağı'na kadar, binlerce yıllık bir zaman dilimine ait yerleşim katmanları barındırır. Yapılan kazı çalışmaları, burada anıtsal yapıların, gelişmiş bir sur sisteminin ve çeşitli dönemlere ait çok sayıda seramik ve alet olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bu buluntular, höyüğün uzun bir süre boyunca bölgedeki önemli bir merkez olduğuna işaret eder.
Seyithan Höyüğü'ndeki arkeolojik çalışmalar, Yukarı Dicle Havzası'nın tarih öncesi dönemlerdeki kültürel ve ticari ilişkilerini anlamamıza önemli katkılarda bulunmuştur. Höyüğün stratejik konumu, onun geniş bir bölgede etkileşim kuran bir yerleşim yeri olduğunu düşündürür. Her kazı sezonunda ortaya çıkarılan yeni buluntular, bölge arkeolojisinin puzzle'ına bir yenisini ekleyerek geçmişe dair bilgilerimizi genişletir. Seyithan Höyüğü, Batman'ın zengin tarihi dokusunu anlamak isteyenler için vazgeçilmez bir duraktır.