Yurt İçi

Antalya'da Gezilecek Yerler

14 Haziran 2025
İçerikler [göster]

Akdeniz'in incisi Antalya, Türkiye'nin gözbebeği olarak her yıl milyonlarca misafiri ağırlayan büyüleyici bir turizm merkezi. Mavi bayraklı plajları, lüks tatil köyleri, dünya standartlarındaki golf sahaları ve binlerce yıllık tarihiyle adeta bir açık hava müzesi olan bu şehir, her zevke ve bütçeye hitap eden sayısız seçenek sağlıyor. Toros Dağları'nın eteklerinden Akdeniz'in turkuaz sularına uzanan bu cennet köşe, doğa ile tarihin en güzel buluşma noktalarından biri.

Antalya, sadece yaz tatili denilince akla gelen bir nokta değil; aynı zamanda kültür, macera ve gastronomi tutkunları için de keşfedilecek pek çok sürpriz barındırıyor. Kaleiçi'nin dar sokaklarında Osmanlı izlerini takip edebilir, antik tiyatrolarda binlerce yıllık tarihe tanıklık edebilir, Düden Şelalesi'nin muhteşem manzarasında huzur bulabilirsiniz. Peki Antalya'ya ne zaman gitmeli, nerede kalmalı, hangi lezzetleri tatmalı? Gelin, bu eşsiz şehri birlikte keşfedelim ve tatiliniz için en doğru planı yapalım!

Antalya'ya Ne Zaman Gidilir? 

Antalya'da yaz aylarında deniz tatili yapılmaktadır deniz suyu sıcaklığı Haziran-Eylül arası aylarda 25-28°C, hava ise 30-40°C derece olmaktadır sahil seçimi yaparken çok fazla seçenek arasında kaybolmamanız için Antalya'nın En Popüler 10 Plajı yazımıza göz atabilirsiniz.

Kış aylarında ise hava 10-15°C olup, tarihi mekanlar ve kaplıcalar öne çıkar. Ekim-Kasım, Köprülü Kanyon'da rafting ve Likya Yolu'nda yürüyüş için uygundur. Antalya'da düzenlenen festivaller hakkında bilgi almak için bu yazıya göz atmanızı öneririz Antalya'da Düzenlenen Festivaller.

Antalya'da Ne Yenir?

Antalya, Akdeniz'in taze ürünleri, Yörük kültürünün otantik tatları ve Girit göçmenlerinden miras kalan eşsiz tarifleriyle zengin bir mutfak kültürüne sahiptir. Antalya'ya özgü, tadına bakmadan dönmemeniz gereken lezzetler hakkında detaylı bilgi almak için Antalya'nın En Meşhur 10 Yemeği bu makalemize de göz atabilirsiniz.

1. Kaleiçi

Kaleiçi, Antalya'nın tarihi dokusunu en iyi yansıtan bölgelerinden biridir. Osmanlı ve Selçuklu mimarisinin izlerini taşıyan dar sokakları, restore edilmiş tarihi evleri ve otantik atmosferiyle ziyaretçilerini adeta geçmişe götürür. Antalya'nın eski limanını çevreleyen bu bölge, Roma döneminden kalma surlarla çevrilidir ve Hadrian Kapısı gibi önemli tarihi yapıları içinde barındırır. Kaleiçi, aynı zamanda butik oteller, kafeler ve el sanatları dükkanlarıyla turistlerin uğrak noktasıdır.

Kaleiçi'nin gece hayatı da oldukça renklidir. Restoranlarında geleneksel Türk mutfağının lezzetlerini tadabilir, canlı müzik eşliğinde keyifli vakit geçirebilirsiniz. Ayrıca, bölgedeki Yivli Minare ve Kesik Minare gibi tarihi eserler, Antalya'nın kültürel mirasını keşfetmek isteyenler için önemli duraklardır. Kaleiçi, hem tarih meraklıları hem de romantik bir atmosfer arayanlar için ideal bir yerdir.

2. Hadrian Kapısı

Hadrian Kapısı, Antalya'nın simge yapılarından biri olarak Roma İmparatoru Hadrianus'un şehri ziyareti onuruna MS 130 yılında inşa edilmiştir. Üç kemerli bu anıtsal zafer takı, beyaz mermerden yapılmış olup, korint düzenindeki sütunlarıyla dikkat çeker. Kapının her iki yüzü de simetrik olarak tasarlanmış ve üzerindeki detaylı işlemeler Roma mimarisinin ihtişamını yansıtır.

Günümüzde Hadrian Kapısı, Antalya'nın tarihi dokusunu keşfetmek isteyen ziyaretçiler için önemli bir duraktır. Çevresindeki yeşil alanlar ve taş döşemeli yollar, kapının etkileyici atmosferini destekler. Ayrıca, kapının yakınındaki parkta bulunan Roma dönemine ait arşitrav parçaları, tarih meraklıları için ilgi çekici detaylardır.

3. Düden Şelalesi

Düden Şelalesi, Antalya'nın doğal güzelliklerinden biri olarak şehir merkezine yaklaşık 10 km uzaklıktadır. Düden Çayı'nın 40 metrelik falezlerden denize dökülmesiyle oluşan şelale, özellikle yaz aylarında serinlemek isteyenler için popüler bir noktadır. Şelalenin çevresindeki piknik alanları ve yürüyüş parkurları, doğa severlere keyifli anlar sağlar.

Düden Şelalesi, tarih boyunca mitolojik hikayelere konu olmuştur. Antik dönemde Katarrhaktes olarak bilinen şelale, Yunan mitolojisinde Apollon'un oğlu Asklepios'un ölüm yeri olarak kabul edilir. Günümüzde ise şelale, fotoğrafçılar ve doğa tutkunları için eşsiz bir manzara olur.

4. Konyaaltı Plajı

Konyaaltı Plajı, Antalya'nın en popüler sahil şeritlerinden biridir. 7 km uzunluğundaki bu çakıllı plaj, mavi bayraklı temiz denizi ve Toros Dağları'nın muhteşem manzarasıyla dikkat çeker. Plajın bir bölümü halka açık ve ücretsizken, diğer bölümlerinde şezlong ve şemsiye hizmetleri bulunmaktadır.

Konyaaltı Plajı, sadece deniz keyfi için değil, aynı zamanda su sporları ve gece hayatı için de ideal bir yerdir. Plaj boyunca sıralanan kafeler, barlar ve restoranlar, ziyaretçilere gün boyu keyifli vakit geçirme imkanı sağlar. Ayrıca, plajın yakınındaki Antalya Aquarium ve Aktur Park gibi atraksiyonlar, aileler için eğlenceli seçeneklerdir.

5. Lara Plajı

Antalya'nın doğusunda yer alan Lara Plajı, ince altın rengi kumları ve sığ deniziyle özellikle ailelerin tercih ettiği bir sahil şerididir. Yaklaşık 12 km uzunluğundaki bu mavi bayraklı plaj, lüks tatil köyleri ve beş yıldızlı otellerle çevrilidir. Plajın en önemli özelliği, Düden Şelalesi'nin denize döküldüğü noktaya yakın olmasıdır. Bu sayede ziyaretçiler hem deniz keyfi yapabilir hem de şelalenin etkileyici manzarasını izleyebilir. 2017'de başlayan kumul rehabilitasyon projesiyle doğal kum yapısı koruma altına alınmıştır.

Lara Plajı'nın bir diğer çekiciliği de her yaz düzenlenen uluslararası Kum Heykel Festivali'dir. Dünyanın dört bir yanından gelen sanatçıların dev kum heykelleri, plajın belirli bir bölümünde sergilenir. Plajın arka kısmında bulunan alışveriş merkezleri ve eğlence parkları, tatilcilere farklı alternatifler sağlar. Özellikle gün batımında şezlongunda dinlenirken Akdeniz'in turkuaz sularını izlemek, Lara'da yaşanabilecek en keyifli deneyimlerden biridir. Konfor arayanlar için ideal olan Lara, Antalya'nın en lüks plajlarından biridir.

6. Antalya Müzesi

Türkiye'nin en önemli arkeoloji müzelerinden biri olan Antalya Müzesi, 1922'de Süleyman Fikri Erten tarafından kurulmuş ve günümüzde 30.000 metrekarelik alanda 13 sergi salonuyla hizmet vermektedir. Müzede sergilenen 5.000 eser, Paleolitik dönemden Osmanlı'ya kadar uzanan geniş bir tarih yelpazesini kapsar. Özellikle Perge Antik Kenti'nden çıkarılan Roma dönemi heykelleri (M.S. 2. yy), dünyanın en iyi korunmuş koleksiyonları arasındadır. Müzenin "Tanrılar Salonu"nda Zeus, Athena ve Artemis gibi Olympos tanrılarının muhteşem heykelleri sergilenmektedir.

Müzenin en dikkat çekici bölümlerinden biri de Likya salonudur. Burada Patara ve Myra gibi antik kentlerden getirilen lahitler ve steller sergilenir. Çocuk bölümünde interaktif sergiler ve arkeoloji atölyeleri düzenlenerek genç ziyaretçilere tarih sevgisi aşılanmaya çalışılır. 2019'da açılan yeni ek bina ile müze koleksiyonunun sadece %10'unun sergilendiği ortaya çıkmıştır. Konyaaltı sahiline yakın konumuyla Antalya Müzesi, şehrin kültürel mirasını anlamak isteyenler için vazgeçilmez bir duraktır.

7. Olympos Antik Kenti

Antalya'nın Kumluca ilçesinde bulunan Olympos Antik Kenti, Likya Birliği'nin önemli liman kentlerinden biri olarak M.Ö. 2. yüzyılda kurulmuştur. Ormanla denizin iç içe geçtiği bu büyüleyici antik kent, adını arkasındaki 2.366 metrelik Tahtalı Dağı'ndan (antik Olympos) almıştır. Kentteki Roma dönemi tapınak kapısı, tiyatro ve nehir kenarındaki lahitler en iyi korunmuş yapılardır. Özellikle kentin girişindeki anıtsal kapı üzerindeki Medusa kabartmaları dikkat çekicidir. Olympos, 15. yüzyıla kadar yerleşim görmüş ve günümüze kadar ulaşan kalıntılarıyla adeta açık hava müzesi niteliğindedir.

Olympos'un en önemli özelliği, caretta carettaların yumurtlama alanı olan 3.5 km'lik doğal plajıdır. Antik kentin içinden geçen patikalar, ziyaretçileri bu bakir sahile götürür. Kentin hemen yukarısındaki Yanartaş (Chimera), jeolojik bir mucize olarak binlerce yıldır yanan doğal gaz kaynaklarıyla ünlüdür. Geceleri ziyaret edilebilen bu bölge, antik dönemde denizciler için bir fener görevi görmüştür. Olympos, tarih ve doğayı bir arada yaşamak isteyenler için eşsiz bir deneyim yaşatır. 2020'de UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne alınan antik kent, Türkiye'nin en özel arkeolojik alanlarından biridir.

8. Phaselis Antik Kenti

Antalya'nın Kemer ilçesinde yer alan Phaselis Antik Kenti, M.Ö. 7. yüzyılda Rodoslu kolonistler tarafından kurulmuş önemli bir liman kentidir. Kuzey, askeri ve güney olmak üzere üç doğal limana sahip olan kent, antik dönemde sedir ağacı ticareti sayesinde büyük zenginliğe ulaşmıştır. Kentin 24 metre genişliğindeki ana caddesi, agoraları, Hadrian Kapısı ve su kemerleri Roma dönemindeki ihtişamını yansıtır. Özellikle tiyatrosu, tipik Helenistik dönem özellikleri gösterir ve 3.000 kişi kapasitelidir.

Phaselis'in en büyüleyici yanı, antik kalıntıların çam ormanları ve turkuaz denizle çevrili olmasıdır. Kentin güney limanındaki küçük koy, yüzme için idealdir ve antik mendirek kalıntıları su altında görülebilir. 2016'da başlayan arkeolojik kazılarda bulunan M.S. 2. yüzyıla ait mozaikler, kentin sanatsal zenginliğini ortaya koymuştur. Yaz aylarında antik tiyatroda düzenlenen konserler, ziyaretçilere unutulmaz anlar yaşatır. Phaselis, tarih ve denizin bütünleştiği bu eşsiz atmosferiyle Antalya'nın en çok ziyaret edilen antik kentlerinden biridir.

9. Aspendos Tiyatrosu

Aspendos Tiyatrosu, Antalya'nın Serik ilçesinde yer alan ve Roma döneminden günümüze kadar en iyi korunmuş antik tiyatrolardan biridir. MS 2. yüzyılda İmparator Marcus Aurelius döneminde inşa edilen tiyatro, mimar Zenon tarafından tasarlanmış ve 15.000 kişilik kapasitesiyle döneminin en görkemli yapılarından biri olmuştur. Tiyatro, mükemmel akustiğiyle ünlüdür; en üst sıralardan bile sahnede fısıldanan bir sesin net şekilde duyulabilmesi, Roma mühendisliğinin ne kadar ileri seviyede olduğunu gösterir. Ayrıca, sahne binasının detaylı kabartmaları ve sütunları, antik dönem sanatının estetik zenginliğini yansıtır. UNESCO Geçici Miras Listesi'nde yer alan Aspendos, günümüzde opera, bale ve konser gibi etkinliklere ev sahipliği yaparak tarih ile modern sanatı birleştirir.

Aspendos sadece bir tiyatro değil, aynı zamanda antik bir kent olarak da büyük öneme sahiptir. Tiyatronun yakınında bulunan su kemerleri, agora ve tapınak kalıntıları, kentin sosyal ve ekonomik yaşamına dair izler taşır. Efsaneye göre, kral kızını kime vereceğine karar veremeyince iki kardeşten biri su kemerlerini, diğeri ise bu tiyatroyu inşa etmiş ve kral, tiyatronun akustiğine hayran kalarak kızını mimara vermiştir. Bu hikâye, Aspendos'un antik dönemdeki kültürel değerini vurgular. Günümüzde ziyaretçiler, tiyatronun yanı sıra çevredeki antik kalıntıları keşfederek Roma döneminin izlerini sürebilir. Özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında ziyaret etmek, sıcak yaz günlerinden kaçınmak için idealdir.

10. Perge Antik Kenti

Perge Antik Kenti, Antalya'nın Aksu ilçesinde yer alan ve tarihi MÖ 12. yüzyıla kadar uzanan önemli bir arkeolojik alandır. Helenistik ve Roma dönemlerinde Pamfilya bölgesinin en önemli şehirlerinden biri olan Perge, düzenli şehir planlaması ve mermer heykelleriyle ünlüdür. Kentte 15.000 kişilik bir tiyatro, 12.000 kişilik stadyum, sütunlu caddeler ve anıtsal çeşmeler gibi yapılar bulunmaktadır. Ayrıca, Hristiyanlık tarihinde önemli bir yere sahip olan Aziz Paul’un burayı ziyaret ettiği bilinmektedir. Perge, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alır ve kazılarda ortaya çıkarılan heykeller, Antalya Müzesi'nde sergilenmektedir.

Perge, su mühendisliği konusunda da oldukça gelişmiş bir antik kentti. Kentin ortasından geçen su kanalı, dört anıtsal çeşme ve iki büyük hamam, Perge'ye "su kenti" kimliği kazandırmıştır. Helenistik surlar, Roma döneminde genişletilmiş ve kent, savunma açısından oldukça güçlü hale getirilmiştir. Agorası, hamamları ve tapınaklarıyla zengin bir kültürel miras olan Perge, tarih ve arkeoloji tutkunları için keşfedilesi bir yerdir. Antik kent, günümüzde ziyaretçilere Roma döneminin ihtişamını yaşatırken, özellikle sütunlu cadde ve stadyum gibi yapılarıyla dikkat çeker.

11. Termessos Antik Kenti

Termessos Antik Kenti, Antalya'nın kuzeybatısında, Güllük Dağı Milli Parkı içinde yer alan ve Solymler tarafından kurulan antik bir yerleşimdir. Büyük İskender’in bile fethedemediği bu kent, güçlü savunmasıyla ünlüdür. Roma döneminde bağımsızlığını koruyan Termessos, anıtsal mezarları, tiyatrosu ve sarnıçlarıyla dikkat çeker. Kentin en önemli yapıları arasında İmparator Hadrian dönemine ait tapınak ve "Kurucunun Evi" adı verilen Roma villası bulunmaktadır. Termessos, terk edildikten sonra doğal tahribat dışında bozulmadan kalmış nadir antik kentlerden biridir.

Termessos, doğa ve tarihin iç içe geçtiği eşsiz bir keşif noktasıdır. Dağın zirvesine tırmanarak ulaşılan kent, muhteşem manzarasıyla ziyaretçilerini büyüler. Antik tiyatrosu, agorası ve sarnıçlarıyla dönemin yaşam tarzını yansıtan Termessos, özellikle doğa yürüyüşü ve fotoğrafçılık için idealdir. Ayrıca, Homeros’un İlyada destanında adı geçen kent, mitolojik önemiyle de dikkat çeker. Günümüzde ziyaretçiler, bu antik kentte gezerken adeta tarihin derinliklerine yolculuk yapma fırsatı bulur.

12. Kurşunlu Şelalesi

Kurşunlu Şelalesi, Antalya'nın Aksu ilçesinde yer alan ve 1986 yılında tabiat parkı ilan edilen doğal bir güzelliktir. 18 metre yükseklikten dökülen şelale, 7 adet küçük göleti birbirine bağlayarak büyüleyici bir manzara olur. 33 hektarlık alanı kaplayan park, yemyeşil bitki örtüsü, serin suları ve huzurlu atmosferiyle ziyaretçilerine doğayla iç içe bir kaçış imkânı sağlar. Park içinde yürüyüş yolları, piknik alanları ve kuş gözlem noktaları bulunmaktadır.

Kurşunlu Şelalesi, zengin flora ve faunasıyla doğa severler için cennet niteliğindedir. Kızılçam, defne, sakız ağacı gibi bitkilerin yanı sıra yaban domuzu, tilki, sincap ve çeşitli kuş türleri parkın doğal yaşamını oluşturur. Özellikle ilkbahar ve yaz aylarında ziyaretçi akınına uğrayan şelale, fotoğraf tutkunları için de ideal bir mekândır. Antalya şehir merkezine yakın olması ve kolay ulaşım imkânı sayesinde günübirlik geziler için mükemmel bir rotadır.

13. Köprülü Kanyon

Köprülü Kanyon, Antalya’nın Manavgat ilçesinde yer alan ve Köprüçay Nehri’nin oluşturduğu muhteşem bir doğal oluşumdur. 14 km uzunluğundaki kanyon, 400 metre derinliğiyle Türkiye’nin en etkileyici doğal alanlarından biridir. Kanyonda rafting, trekking ve kamp gibi aktiviteler yapılabilir. Ayrıca, Roma döneminden kalma tarihi köprüler de bölgenin önemli yapıları arasındadır. Köprülü Kanyon Milli Parkı, macera tutkunları ve doğa severler için eşsiz bir deneyim sağlar.

Köprülü Kanyon, berrak suları ve zengin ekosistemiyle dikkat çeker. Yaz aylarında günde 7.000 kişiye rafting imkânı olan bölge, adrenalin sevenlerin uğrak noktasıdır. Kanyondaki su, kaynağından içilebilir niteliktedir ve çevredeki doğal güzellikler, ziyaretçilere unutulmaz anılar biriktirme fırsatı verir. Özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında ziyaret etmek, sıcak yaz günlerinden kaçınmak için idealdir. Köprülü Kanyon, Antalya'nın en popüler doğal turizm noktalarından biridir.

14. Saklıkent Kayak Merkezi

Saklıkent Kayak Merkezi, Antalya’nın Beydağları’nda yer alan ve "Gündüz kayak, öğleden sonra deniz" mottosuyla ünlü bir kış turizmi merkezidir. 2.550 metre yükseklikte kurulu olan merkez, şubat ve mart aylarında karlı pistleriyle kayak severlere hizmet verir. Farklı zorluk seviyelerinde dört pist bulunan Saklıkent, her seviyeden kayakçıya hitap eder. Antalya Havalimanı’na yakın olması, ulaşım kolaylığı sağlar ve ziyaretçilere aynı gün içinde hem kayak hem de deniz keyfi yaşama fırsatı verir.

Saklıkent, ortalama 120 gün kayak yapmaya uygun olup, kar kalınlığı 1-2 metre arasında değişir. Kırmızı, siyah, mavi ve sarı pistleriyle her seviyeden kayakçıya hitap eden merkez, aynı zamanda kızak ve teleferik keyfi sağlar. Antalya'nın sıcak iklimine rağmen kış sporları yapma imkânı olan Saklıkent, kış tatili için ideal bir seçenektir. Özellikle şubat ayında ziyaret etmek, en iyi kar koşullarını yakalamak için önerilir.

15. Tahtalı Dağı Teleferiği

Tahtalı Dağı Teleferiği, Antalya’nın Kemer ilçesinde bulunan ve 2.366 metre yüksekliğe çıkan dünyanın en uzun teleferik hatlarından biridir. Olympos Teleferik olarak da bilinen hat, 4.350 metre uzunluğunda olup, ziyaretçilerini 726 metreden zirveye taşır. Teleferik yolculuğu sırasında Antalya Körfezi’nin muhteşem manzarası gözler önüne serilir. Zirvede fotoğraf çekmek, yamaç paraşütü yapmak veya sadece manzaranın keyfini çıkarmak mümkündür.

Tahtalı Dağı, antik dönemde Olympos Dağı olarak anılırdı ve mitolojik öneme sahipti. Teleferik, yaz-kış ziyaret edilebilir ve özellikle gün batımında büyüleyici bir atmosfer sağlar. Dağın eteklerinde antik kalıntılar da bulunmaktadır. Ziyaretçiler, teleferikle çıktıkları zirvede hem doğanın güzelliklerini keşfedebilir hem de adrenalin sporları yapabilir. Tahtalı Dağı, Antalya'nın en popüler turistik noktalarından biridir.

Kategoriler: Yurt İçi