Yurt İçi

Amasya'da Gezilecek Yerler

12 Haziran 2025
İçerikler [göster]

Borabay Gölü’nün sakin suları, Yedikır Kuş Cenneti’nin çeşit çeşit kuşları ve Şahin Yaylası’nın yemyeşil doğası, doğa tutkunlarını kendine çekiyor. Ayrıca Amasya Kalesi’nin muhteşem manzarası ve Kral Kaya Mezarları gibi tarihi yapılar, geçmişe dair derin izler taşıyor. Şehrin her köşesinde tarih ve doğa iç içe geçiyor, bu da burayı keşfetmeyi daha da cazip kılıyor.

Yalıboyu Evleri’nin renkli sokaklarında dolaşırken, Ferhat Su Kanalı’nın hikayesini dinlemek büyüleyici. Amasya’nın camileri ve müzeleri ise şehrin kültürel zenginliğini gözler önüne seriyor. Tarihle doğanın birleştiği bu şehirde, her adımda yeni bir keşif sizi bekliyor. Hadi, gelin bu güzellikleri birlikte gezelim, Amasya’nın büyüsünü beraber yaşayalım!

1. Borabay Gölü – Taşova

Borabay Gölü, Amasya'nın Taşova ilçesinde yer alan, doğal bir krater gölüdür. Yaklaşık 4 hektarlık yüzölçümüne sahip olan göl, çevresindeki ormanlık alanla birleşerek ziyaretçilere huzurlu bir ortamdır. 1960'lı yıllarda yaşanan bir kaya düşmesi sonucu oluşan göl, zamanla doğal bir mesire alanına dönüşmüştür. Temiz havası, kuş sesleri ve serinliğiyle özellikle yaz aylarında doğa severlerin uğrak noktası haline gelir.

Göl çevresinde yürüyüş yolları, piknik alanları ve kamp yapma imkânları mevcuttur. Doğa fotoğrafçılığı açısından oldukça elverişli olan Borabay, aynı zamanda yerel halkın da dinlenmek ve hafta sonunu geçirmek için tercih ettiği doğal bir cennettir. Sessiz, sakin ve huzur dolu bir ortam arayan herkes için Borabay Gölü, Amasya’da mutlaka görülmesi gereken yerler arasındadır.

2. Yedikır Baraj Gölü – Suluova

Yedikır Baraj Gölü, Amasya’nın Suluova ilçesinde yer alır ve yaklaşık 900 hektarlık alanıyla hem sulama amacıyla hem de doğal yaşamın korunması için önem taşır. 1985 yılında tamamlanan baraj, kısa sürede pek çok kuş türünün yaşam alanı haline gelmiştir. 1989 yılında yaban hayatı koruma sahası ve SİT alanı ilan edilen bölge, bugün “Yedikır Kuş Cenneti” olarak da anılmaktadır.

Baraj gölü, kuş gözlemciliği için Türkiye’nin önde gelen noktalarından biridir. Alan, 100’den fazla kuş türüne ev sahipliği yapmaktadır. Özellikle küçük batağan, bahri, sakarca, angıt, fiyu, karabatak ve turna gibi türler sıkça görülür. Doğa yürüyüşleri ve piknik alanları ile de yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken bu göl, doğayla iç içe vakit geçirmek isteyenler için mükemmel bir duraktır.

3. Hamamözü Arkutbey Kaplıcaları

Hamamözü ilçesinde bulunan Arkutbey Kaplıcaları, Amasya'nın en önemli termal sağlık merkezlerinden biridir. Yüksek mineralli termal suyu ile uzun yıllardır hem bölge halkı hem de dışarıdan gelen ziyaretçiler tarafından tercih edilmektedir. Kaplıcalar özellikle romatizmal hastalıklar, cilt rahatsızlıkları ve kas-eklem ağrıları üzerinde olumlu etkileriyle bilinir.

Modern tesislerle donatılan kaplıca bölgesi, hem konaklama hem de günübirlik kullanım açısından oldukça uygundur. Termal tedaviye gelenler için havuzlar, özel banyolar ve dinlenme alanları mevcuttur. Doğayla iç içe konumlanan kaplıcalar, sadece sağlık arayanlara değil, aynı zamanda huzurlu bir kaçamak yapmak isteyenlere de hitap etmektedir. Amasya’da alternatif turizm seçenekleri arasında öne çıkan bir destinasyondur.

4. Esençay Şahin Yaylası

Esençay Şahin Yaylası, Amasya’nın doğal güzellikleriyle ön plana çıkan Esençay beldesine bağlı yüksek rakımlı bir yayladır. Serin havası, yeşil bitki örtüsü ve geniş çayırlıklarıyla özellikle yaz aylarında şehir stresinden uzaklaşmak isteyenlerin tercih ettiği bir bölgedir. Yaylada geleneksel yayla kültürü hâlâ yaşatılmakta, doğal yaşamın izleri rahatlıkla gözlemlenebilmektedir.

Şahin Yaylası, kamp yapmak, yürüyüşe çıkmak ve doğa fotoğrafları çekmek isteyenler için oldukça elverişlidir. Ayrıca yerli halkın geleneksel yaşam biçimini gözlemleme, yöresel ürünleri tatma imkânı da bulabilirsiniz. Doğa turizmi açısından potansiyeli yüksek olan yayla, yıl boyunca sakinliğini koruyan ve doğayla baş başa kalınabilecek özel bir mekândır. Kalabalıktan uzak doğaseverler için adeta gizli bir cennettir.

5. Ferhat Su Kanalı

Ferhat Su Kanalı, Amasya’nın simge yapılarından biridir. Tarihi Geç Hellenistik ve Erken Roma dönemine kadar uzanan bu kanal, dağların oyularak açılması suretiyle şehre su getirmek amacıyla inşa edilmiştir. Kayalara oyulmuş yaklaşık 6 kilometrelik bir hat boyunca uzanan bu mühendislik harikası yapı, halk arasında Ferhat ile Şirin efsanesiyle özdeşleşmiştir.

Rivayete göre, Ferhat, sevdiği Şirin için dağları delerek bu kanalı yapmıştır. Bu romantik hikâye zamanla bölge halkının kültürel belleğine kazınmıştır. Günümüzde hem tarihi hem de efsanevi değeriyle dikkat çeken Ferhat Su Kanalı, Amasya’yı ziyaret edenlerin mutlaka uğraması gereken yerlerden biridir. Doğal kaya yapıları arasından ilerleyen su yolu, ziyaretçilere hem tarih hem de masal tadında bir deneyim olacaktır.

6. Amasya Kalesi

Amasya Kalesi, şehri tepeden gören bir konumda, Harşena Dağı üzerinde yer alır. Tarihi milattan önceye dayanan bu kale, Pontus Krallığı döneminden Osmanlı’ya kadar birçok medeniyetin egemenliğinde kalmıştır. Stratejik konumuyla hem savunma hem de gözetleme açısından büyük önem taşımıştır. Kaleye çıkıldığında Amasya'nın büyüleyici manzarası eşliğinde tarihî dokuyu hissetmek mümkündür.

Kalenin surları, sarnıçları, zindanları ve iç kısmında yer alan yapı kalıntıları bugün hâlâ görülebilmektedir. Amasya Kalesi aynı zamanda Şehzadeler Şehri Amasya'nın geçmişine tanıklık eden en görkemli yapılarından biridir. Kaleye çıkarken kullanılan merdivenli yollar ve çevredeki kaya mezarları, burayı sadece bir kale değil, adeta bir açık hava müzesi haline getirmektedir.

7. Kızlar Sarayı

Kızlar Sarayı, Amasya’nın tarihi dokusunun önemli bir parçası olarak Kaya Mezarları ve Kral Mezarlıklarının bulunduğu bölgede yer almaktadır. Saray, Helenistik Çağ’dan başlayarak Roma, Bizans ve Orta Çağ dönemlerine ait sur duvarlarını bünyesinde barındırır. Bu yapısıyla bölgenin zengin kültürel geçmişine ışık tutar.

Son yıllarda yapılan arkeolojik kazılar sayesinde, sarayın çevresinde Roma, Doğu Roma, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait yapı kalıntıları gün yüzüne çıkarılmaktadır. Bu buluntular, Amasya’nın tarih boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yaptığını ve kültürel çeşitliliğinin ne denli zengin olduğunu göstermektedir.

8. Künç Köprü

Künç Köprü, Amasya şehir merkezinde Yeşilırmak üzerinde yer alan ve Osmanlı döneminde inşa edilen önemli bir taş köprüdür. İsmini, köprünün bir ucunun “künç” (köşe) anlamındaki dar sokakla birleşmesinden alır. Taş kemerlerden oluşan bu köprü, sağlam yapısıyla yüzyıllardır ayakta kalmıştır.

Künç Köprü, hem ulaşım hem de estetik bakımdan Amasya’nın simge yapılarındandır. Üzerinden geçerken Yeşilırmak’ın dingin akışı eşliğinde şehrin tarihi yapıları seyredilebilir. Köprü çevresi, hem fotoğraf çekmek hem de yürüyüş yapmak için oldukça uygun bir alandır. Tarihi bir geçiş noktası olmasının yanında, günümüzde de halkın aktif olarak kullandığı bir köprüdür.

9. Çağlayan Köprüsü

Çağlayan Köprüsü, diğer adıyla İltekin Gazi Köprüsü, Amasya şehir merkezine yaklaşık 5 kilometre mesafede yer almaktadır. Bölgenin ulaşımında önemli bir rol oynayan bu köprü, çevresindeki doğal güzelliklerle de dikkat çekmektedir.

Hem yerel halkın hem de ziyaretçilerin sıkça kullandığı Çağlayan Köprüsü, Amasya’nın tarihi ve kültürel dokusuna katkı sağlayan önemli yapılardan biridir. Bölgedeki ulaşım ağının gelişmesine yardımcı olarak, çevre köyler ve şehir merkezleri arasında bağlantı kurmaktadır.

10. Alçak Köprü

Alçak Köprü, adını su seviyesine oldukça yakın oluşundan alır ve Yeşilırmak üzerinde bulunan taş köprülerden biridir. Osmanlı döneminde yapılmış olan köprü, ince taş kemerleri ve yalın tasarımıyla ön plana çıkar. Özellikle sel sularına karşı dayanıklı inşa edilen bu yapı, döneminin mühendislik anlayışını yansıtır.

Tarih boyunca çeşitli onarımlar geçirmiş olan Alçak Köprü, hâlen işlevsel olarak kullanılmaktadır. Yaya ve araç geçişine açık olan köprü, şehrin simgesel yapılarından biridir. Çevresindeki tarihi evlerle birlikte bir araya geldiğinde Amasya’nın tarihî kimliğini en iyi yansıtan manzaralardan birini oluşturur.

11. İstasyon Köprüsü

İstasyon Köprüsü, Amasya’nın en eski ve tarihi köprülerinden biridir. Eskiden Meydan Köprüsü olarak da bilinen bu yapı, şehrin geçmişine tanıklık eden önemli simgelerden biridir. Tarihi boyunca hem yaya hem de araç trafiğine hizmet eden köprü, Amasya’nın şehir içi ulaşımında kritik bir rol oynamıştır. Mimari yapısı ve bulunduğu konum itibarıyla bölgenin tarihsel dokusunu yansıtan köprü, yerli ve yabancı ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir. Zaman içerisinde çeşitli onarımlar ve restorasyon çalışmalarıyla ayakta tutulan İstasyon Köprüsü, geçmiş ile günümüz arasında bir köprü görevi görmeye devam etmektedir.

Köprü, sadece bir ulaşım aracı olmanın ötesinde, Amasya’nın kültürel ve tarihi mirasının bir parçası olarak değerlendirilmektedir. Bulunduğu çevrede şehrin tarihî atmosferini hissettiren İstasyon Köprüsü, aynı zamanda bölgedeki diğer tarihi yapılarla birlikte Amasya’nın zengin geçmişine ışık tutmaktadır. Bu nedenle, köprü sadece işlevsel bir yapı değil, aynı zamanda kentin tarihine ve kimliğine bağlılığın simgesi olarak önem taşımaktadır.

12. Magdinus ve Helkıs Köprüleri

Halk arasında Maydonoz veya Madenüs olarak anılan köprü, Sultan Bayezid Camisi’nin önünde bulunmaktadır. İlk hali ahşap olan bu köprü, zaman içinde sık sık sel sularıyla mücadele etmiş ve 1968 yılında gerçekleşen büyük bir taşkında tamamen yıkılmıştır. 2011 yılında beton ayaklı ve demir gövdeli olarak restore edilen köprü, günümüzde sadece yayaların kullanımına açıktır. Bu yapısıyla hem tarihi hem de işlevsel bir önem taşımaktadır.

Bir diğer önemli yapı olan Hükümet Köprüsü ise kuzey ucunda yer alan saat kulesi ile dikkat çeker. Roma Dönemi’nde ahşaptan yapılan köprü, İç Kale’nin Helkıs Kapısı civarında bulunması nedeniyle bu isimle anılmıştır. Osmanlılar döneminde birkaç kez onarılan köprü, 1938’de yıkıldıktan sonra 1940 yılında beton olarak yeniden inşa edilmiştir. Böylece bölgenin tarihi köprü geleneği korunmuş ve modernize edilmiştir.

13. Şehzadeler Müzesi

Amasya Şehzadeler Müzesi, tarihi Yalıboyu evlerinden biri olarak 2007 yılında aslına uygun şekilde yeniden inşa edilmiştir. Yeşilırmak Nehri kıyısında, Alçak Köprü’nün sol başında ve Eski Sur Duvarları üzerine konumlanan iki katlı ahşap müze, 2008’den beri ziyaretçilere açıktır. Alt katta, Amasya’da valilik yapmış ancak sultan olamamış şehzadelerin balmumu heykelleri yer alırken, üst katta ise Osmanlı padişahı olmuş şehzadelerin heykelleri sergilenmektedir. Müzenin iç dekorasyonunda 14., 15. ve 16. yüzyıl Osmanlı sanatının izleri bulunur; kalem işi alçı desenleri, çini panolar, tezhip ve minyatürler sanatseverleri büyüler.

Müzedeki çini panolar detaylı motiflerle doludur. Alt kattaki 150 parçalık çini panelde genç yaşta vefat eden şehzadelerin simgesi olan cennet servileri bulunur. Üst kattaki 160 parçalı çini kompozisyonunda ise lale motifleri ve hayat ağacı yer alır; bu semboller evrenin sürekli değişimi ve köklü yerleşimi anlatır. Ayrıca, müzedeki tüm halılar el dokuması ve kök boyası kullanılarak yapılmış olup, geleneksel el sanatlarının güzel örneklerindendir. Amasya Şehzadeler Müzesi, tarih ve sanat tutkunları için mutlaka görülmesi gereken bir duraktır.

14. Yalıboyu Evleri

Yalıboyu Evleri, Amasya'nın en gözde tarihi ve turistik noktalarından biridir. Yeşilırmak Nehri kıyısında sıralanmış olan bu evler, Osmanlı döneminden kalma ahşap mimarileriyle ziyaretçileri büyüler. Bölge, temiz ve düzenli yapısıyla rahat bir gezi ortamıyken, küçük bir çarşıda yöresel ürünler ve hediyelikler uygun fiyatlarla bulunabilir.

Ayrıca, Yalıboyu Evleri çevresi, fotoğraf çekmek için doğal bir stüdyo gibidir; rengarenk evler ve nehir manzarası, harika kareler yakalamanızı sağlar. Nehirde kayıkla yapılan gezintiler, dinlenmek ve doğanın tadını çıkarmak için mükemmel bir fırsattır.

15. Kral Kaya Mezarları

Kral Kaya Mezarları, Amasya’da Harşena Dağı’nın sarp yamaçlarına oyulmuş anıtsal mezar yapılarıdır. MÖ 3. yüzyıla tarihlenen bu mezarlar, Pontus Krallığı döneminde hüküm süren krallar için yapılmıştır. Beş ayrı kaya mezarı günümüze kadar ulaşmıştır ve her biri kayalara oyularak oldukça zor koşullarda inşa edilmiştir.

Bu mezarlar sadece mimari değil, aynı zamanda dini ve siyasi önem de taşır. Antik dönemde tanrı-kral inancı doğrultusunda, kralların ruhlarının göğe yükseleceğine inanıldığı için yüksek yerlere mezar yapılmıştır. Günümüzde gece ışıklandırmaları ile dramatik bir görünüm kazanan Kral Kaya Mezarları, Amasya’nın tarihî zenginliğinin en çarpıcı simgelerindendir.

16. Hatuniye Camii

Hatuniye Camii, Amasya’nın tarihi ve kültürel mirasının önemli bir parçasıdır. 1510 yılında, Osmanlı padişahı II. Bayezid’in eşi ve Şehzade Ahmet’in annesi Bülbül Hatun tarafından yaptırılmıştır. Caminin inşası, dönemin mimari özelliklerini ve Osmanlı sanatının zarafetini yansıtır.

Amasya’da ziyaret edilmesi gereken dini yapılar arasında yer alan Hatuniye Camii, hem tarihi hem de estetik açıdan dikkat çekicidir.

17. Minyatür Amasya Müzesi

Minyatür Amasya Müzesi, şehrin önemli tarihî ve doğal yapılarının küçük ölçekli modellerini bir arada sunan eğitici ve eğlenceli bir müzedir. Müzede Amasya Kalesi, Kral Kaya Mezarları, yalıboyu evleri, köprüler ve camiler gibi simgesel yapıların detaylı maketleri sergilenmektedir. Bu maketler, şehrin tarihi dokusunu daha yakından ve kısa sürede tanımak isteyen ziyaretçiler için oldukça faydalıdır.

Müze özellikle çocuklu aileler ve şehir hakkında genel bilgi almak isteyen turistler için idealdir. Açık hava düzenlemesi sayesinde ziyaretçiler, keyifli bir yürüyüşle Amasya'nın geçmişine göz atabilir. Görsel olarak zengin bu alan, özellikle ilk defa Amasya’yı gezenler için oldukça bilgilendirici bir başlangıç noktasıdır.

18. Saraçhane Camii

Saraçhane Camii, Amasya'nın merkezinde bulunan ve Osmanlı dönemine ait önemli bir ibadet mekânıdır. Caminin ismi, çevresinde eskiden saraçların (semerciler ve eyer ustaları) bulunduğu çarşıdan gelir. Mimari olarak sade bir tasarıma sahip olan cami, kare planlı, tek kubbeli yapısıyla dikkat çeker.

Caminin iç mekânı huzur verici ve sadedir. Ahşap minberi ve mihrap süslemeleri özenle yapılmıştır. Yerli halk tarafından aktif olarak kullanılan cami, bölgedeki sosyal hayatın da bir parçasıdır. Saraçhane Camii, Amasya’daki klasik Osmanlı cami mimarisini yansıtan, gösterişten uzak ama maneviyatı güçlü bir yapıdır.

Mekan, dönemin saray yaşamını yansıtan odalar ve kostümlerle zenginleştirilmiştir. Ziyaretçiler, padişah olmadan önce Amasya’da görev yapmış şehzadelerin devlet yönetimiyle tanışma süreçlerini yakından tanıma fırsatı bulur. Şehzadeler Müzesi, Amasya'nın "şehzadeler şehri" unvanını pekiştiren, tarih ve kültürle iç içe bir durak olarak öne çıkar.

19. Burmalı Minare Camii

Burmalı Minare Camii, adını minaresindeki özgün burma desenlerinden alır ve 13. yüzyılın sonlarında inşa edilmiştir. Selçuklu ve erken Osmanlı mimarisini yansıtan cami, Amasya'nın merkezinde yer alır. Mimari yapısıyla dikkat çeken bu cami, sade ama zarif taş işçiliği ve özellikle minaresiyle tanınır.

Caminin hemen yanında yer alan Cumudar Türbesi de yapıya ayrı bir tarihi değer kazandırır. Ziyaretçiler hem ibadet edebilmekte hem de bölgedeki dini ve mimari tarih hakkında bilgi sahibi olabilmektedir. Burmalı Minare Camii, Amasya’daki İslam mimarisi örneklerinden biri olarak, sadeliği ve zarafetiyle ön plana çıkar.

20. Ferhat ile Şirin Aşıklar Müzesi

Amasya’nın en meşhur efsanesine adanmış olan Ferhat ile Şirin Aşıklar Müzesi, ziyaretçileri masalsı bir aşk hikâyesinin içine çeker. Müze, Ferhat’ın Şirin uğruna dağları deldiği efsaneye dair tematik düzenlemeler içerir. Balmumu heykeller, canlandırmalar ve interaktif bölümlerle Ferhat ile Şirin’in aşkı adeta yeniden canlanır.

Müze sadece romantik bir hikâyeyi anlatmakla kalmaz; aynı zamanda Amasya'nın efsanelerinin, halk anlatılarının ve eski yaşam biçimlerinin tanıtımını da yapar. Özellikle çocuklar ve gençler için eğitici ve eğlenceli bir deneyim sunan bu müze, duygusal ve kültürel bir bağ kurmak isteyen herkes için eşsiz bir duraktır.

21. Sabuncuoğlu Tıp ve Cerrahi Tarihi Müzesi

Bu müze, Amasyalı hekim Sabuncuoğlu Şerefeddin’in anısını yaşatmak ve onun bilimsel katkılarını tanıtmak amacıyla kurulmuştur. Şerefeddin, Osmanlı döneminde cerrahinin öncülerindendir ve “Cerrahiyetü’l Haniyye” adlı eseri ile tanınır. Müze, hem tıbbi aletlerin sergilendiği hem de Osmanlı dönemine ait sağlık uygulamalarının anlatıldığı bir bilim ve tarih durağıdır.

Mekân, 15. yüzyıldan kalma bir darüşşifa (şifahane) binasında yer almaktadır. Tedavi yöntemleri, anatomi bilgisi, bitkisel ilaçlar gibi birçok konu interaktif panolarla aktarılmaktadır. Hem tıp öğrencileri hem de tarih meraklıları için oldukça ilgi çekici bir müzedir. Amasya’daki bilimsel mirasın sembollerinden biridir.

22. Gümüşlü Camii

Gümüşlü Camii, Amasya’nın tarihi dokusunu yansıtan önemli dini yapılardan biridir. Hükümet Köprüsü karşısında, Yavuz Selim Meydanı’na hakim ufak bir yükseltide konumlanan cami, zarif mimarisi ve tarihi atmosferiyle ziyaretçilerin ilgisini çeker.

Yıllar boyunca çeşitli yangın ve depremler nedeniyle birçok kez onarılan cami, her seferinde yeniden inşa edilerek günümüze ulaşmıştır. Bu durum, yapının Amasya kültüründeki önemini ve sürekliliğini göstermektedir. Gümüşlü Camii, hem mimari detayları hem de konumuyla şehri gezmek isteyenlerin mutlaka görmesi gereken duraklardan biridir. Tarih ve manzaranın birleştiği bu mekanda, huzurlu bir atmosferde vakit geçirmek mümkündür.

23. Amasya Arkeoloji Müzesi

Amasya Arkeoloji Müzesi, şehir merkezinde yer alır ve bölgenin binlerce yıllık tarihine ışık tutan zengin bir koleksiyona sahiptir. Müze, Paleolitik Çağ’dan Osmanlı dönemine kadar geniş bir zaman dilimine ait eserleri sergiler. Hitit, Frig, Urartu, Roma ve Bizans uygarlıklarına ait heykeller, lahitler, mozaikler ve seramikler müzenin önemli parçaları arasında yer alır.

Müzenin en dikkat çeken bölümlerinden biri, Amasya'da keşfedilmiş olan 2100 yıllık mumyaların sergilendiği özel salondur. Ayrıca Türk-İslam eserlerinin de bulunduğu bu müze, tarih ve arkeoloji meraklıları için oldukça öğretici ve etkileyici bir duraktır.

24. Bayezid Paşa Camii

Bayezid Paşa Camii, Amasya'nın merkezinde, Yeşilırmak kıyısında yer alan etkileyici bir Osmanlı yapısıdır. 15. yüzyılda Sadrazam Bayezid Paşa tarafından yaptırılmıştır. Mimari açıdan sade ama oldukça zarif olan cami, tek kubbeli planı, taş işçiliği ve ahşap minberi ile dikkat çeker. Caminin yanında aynı adla anılan bir medrese ve türbe de bulunmaktadır.

Bayezid Paşa Camii, sadece ibadet amacıyla değil, aynı zamanda bir külliye sistemi içinde yer alarak sosyal hizmet işlevi de görmüştür. Bugün hâlâ aktif olarak kullanılan cami, yerli halkın ve ziyaretçilerin manevi huzur bulduğu önemli bir ibadet mekânıdır. Tarihi ve mimarisiyle Amasya’nın Osmanlı mirasını yansıtan değerli yapılardan biridir.

25. Hazeranlar Konağı Etnografya Müzesi

Hazeranlar Konağı, 19. yüzyılda inşa edilmiş zarif bir Osmanlı konak örneğidir ve günümüzde etnografya müzesi olarak hizmet vermektedir. Ahşap işçiliği, zarif tavan süslemeleri ve klasik Türk ev düzeniyle ziyaretçileri zamanda yolculuğa çıkarır. Konağın adı, bir dönem burada yaşamış olan Hazeran Hanım’dan gelir.

Müze olarak düzenlenen konakta geleneksel Amasya yaşamı, gündelik eşyalar, kıyafetler, mutfak gereçleri ve el sanatları sergilenmektedir. Alt katı selamlık, üst katı ise haremlik olarak düzenlenmiştir. Amasya’nın sivil mimari örneklerinden biri olan bu yapı, şehrin kültürel mirasını daha iyi anlamak isteyenler için mutlaka görülmesi gereken yerlerdendir.

26. Halifet Gazi Türbesi

Halifet Gazi Türbesi, Amasya’nın en eski İslamî yapılarından biri olarak kabul edilir ve Danişmentliler dönemine (12. yüzyıl) tarihlenir. Türbe, Selçuklu mimarisiyle inşa edilmiş olup kesme taştan yapılmıştır. Küçük boyutuna rağmen hem mimari hem de tarihi değeri oldukça büyüktür.

Türbe, Anadolu’nun İslamlaşma sürecinde önemli roller üstlenen kişilerden biri olan Halifet Gazi adına yapılmıştır. Efsanelere göre kendisi Amasya’nın fethinde büyük yararlılıklar göstermiştir. Sade iç yapısı ve çevresindeki mezar taşlarıyla birlikte, türbe bugün de ziyaret edilmekte ve dua edilen kutsal bir mekân olarak görülmektedir.

27. Çağlayan Köprüsü

Çağlayan Köprüsü, Yeşilırmak üzerinde yer alan ve Osmanlı döneminde inşa edilmiş tarihi taş köprülerden biridir. Köprü, taş kemerleri ve sağlam yapısıyla yüzyıllardır Amasya’nın iki yakasını birbirine bağlamaktadır. Adını, ırmağın bu bölgesindeki suyun çağlayan gibi akışından alır.

Köprü, ulaşım amacının yanı sıra görsel açıdan da oldukça etkileyicidir. Özellikle gün doğumu ve gün batımı saatlerinde çevresindeki yalıboyu evleriyle birlikte kartpostal gibi manzaralar vardır. Amasya’nın hem geçmişini hem de günümüz şehir yaşamını bir araya getiren bu köprü, yerli ve yabancı turistler tarafından sıkça ziyaret edilir.

Kategoriler: Yurt İçi